Kayıtlar

Let's Discuss,My Beretta Is Ready!

 İngilizce öğrenmeye ilk başladığım zamanlarda,"Oxford University Press NewHeadway" serisi kitaplarında,"Let's discuss this topic in the classroom!"(Bu konuyu sınıfta tartışalım!) gibi ders cümleleri geçerdi.İşte o zamanlar bile,bu Discuss-Tartışmak fiili beni gülümsetirdi.Çünkü "onların" kültürüyle,benim kültürümün arasında,bu fiil daha farklı anlamlar içeriyordu. Gazetelerde hep okuruz,"Esnafla Müşteri arasında tartışma çıktı,Esnafın oğlu da müdahale edince kan aktı=2 Ölü" gibi haberler bu ülkede sıradan Ad(l)i Vakadır.Bunu da herkes iyi bildiği için,Mesela Bir sosyal ortamda,sesler biraz yükselince,varsa Abiler,"Tamam Gençler,Tartışmayın!" diye müdahale ederler.Bu yazıyı okuyan bir Yabancı varsa,eminim şaşıracaktır=Tartışmanın nesi kötü olabilir ki? Ben bunu Hollanda'da yaşayan bir Türk gencinden okumuştum.5-10 genç parkta bir araya gelir,çok yüksek sesle olmasa da aralarında söz dalaşı yapar,bağırıp çağırmasalar da birbirler...

Türkiye'de Yobazlığın Tarihi

 Türkiye'de "Yobaz" sözcüğü genelde,Aşırı dinci,Bağnaz,Geri kafalı insanları tanımlamak için kullanılır.Oysa bu sözcüğün,aslında,Aşırı Dinci,Sağcı Solcu,Komünist ya da Ülkücü olmakla bir ilgisi yoktur ve yeniliğe kapalı,açık fikirli olmaktan nefret eden tüm insanlar için kullanılabilir.Evet,Nedir Yobazlık? Elbette,ben burada bir kitap yazmıyorum,yerim sınırlı,bir makale kaleme alıyorum.Ancak Yobazlıkla ilgili bir kitap yazacak olsam,konuyu her Tarihçi gibi,Genç Osman'dan ya da 3.Selim'den başlatmazdım,Fatih'ten başlatırdım.Tüm Osmanlı Tarihi'ne baktığımızda,Yobazlık,kısaca,"İstemezük!" kafasıdır ve Türk Tarihi binlerce İstemezük Vakasıyla doludur. Ortak kanıya göre,Fatih,Osmanlı'nın En Modern Padişahıydı ve bambaşka bir İmparatorluk hayal ediyordu.Bosna'yı aldı,İtalya'nın bazı bölgelerini aldı,Sarayında,Hurufilerden tutun Hristiyanlara herkese kucak açtı.Şairleri,Bilim İnsanlarını,Farklılıkları koruyup kolladı ve yine ortak kanıya gör...

KURTAR BENİ !

 1982 Sokağına baktı.Bu harabelikler,bu izbelikler,bu yıkıntılar,bu döküntüler...Bana bir fırsat verilse tüm sokağı yıkarım ve yeniden yaparım diye düşündü. Mahallesine baktı.Kırık dökük evler,kıvrıla kıvrıla giden ucube sokaklar,parçalanmış kaldırım taşları,eski bacalardan sızan kömür kokusu;Eski  Bakkal,Yorgancı,Süpürge imalatçısı,tabelasız dükkanlar,iç içe girmiş, boyası sıvası atmış müstakil evler,geceleri sanki Allah'ın bile terk ettiği çıkmaz sokaklar,sabaha karşı gevrek kokusunun sigara dumanı kokusuna karıştığı Fırın...Ben olsam tüm mahalleyi yıkar ve yerine Villalar,Uydu kentler,yeşil alanlar yaparım diye düşündü. Kentine baktı.Otomobiller,Binalar,Stadyum,Bisikletler,Traktörler,Pakistan Minibüsleri gibi süslenmiş Köy Minibüsleri,Eski Java,OGAR,MZ,Peugeot Motosikletler,Yeşil Murat124'ler, Kahverengi Renault12'ler,Barakadan Bozma Hastane,yollarda arkasında siyah toz izi bıraka bıraka giderek kömür taşıyan At Arabaları...Üçüncü Dünya diye düşündü,biz çok geri kalmış b...

Deliriyorsunuz, Haberiniz Yok!

Ben bunu daha önce İngilizce bir kaynaktan okumuştum.Bir iki hafta önce de Türk Medyası'nda yer aldı haber, ama Hande Erçel- Hakan Sabancı aşkı kadar "sansasyonel" olmadığı için, Güzide Medyamız üzerinde durmadı. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre 2050 yılına bile kalmadan, dünya nüfusunun yarıdan fazlası akıl hastalıklarıyla bogusacakmis.Anksiyete'den Şizofreni'ye, Borderline Kişilikten Bipolar Düzensizliğe, artık Allah ne verdiyse,kim koca dayağından,kaynana dırdırindan, Astsubay tokadindan bıktıysa soluğu Psikiyatri Polikliniklerinde alacakmış; tıpkı bugünkü gibi! Ben bu haberi aslında dünya nüfusunun üçte ikisi olarak hatırlıyorum,ama ne farkeder? Sonuçta bir gün hepimiz delirmeyecekmiyiz ki? Zaten bu dünyada yaşamak bile başlı başına bir delilik değil mi? Psikiyatri bilimine göre, Akıl Hastalıklarının nedeni bilinemez;her şey olabilir: Çocukluk travmaları, iflas etmek, sevdiğini kaybetmek,Terör ve Savaş ortamı, hatta hiç durmadan saatlerce günlerce yüksek ...

CHP Nasıl Kurtulur?

'Asla Kurtulamaz'! diyerek aslında yazıyı başlamadan bitirmek isterdim.Ama madem ki bu kadar iddialı bir konu seçtik,kendi siyasi düşüncelerimi ve niye bu kanıda olduğumu,sıradan bir CHP seçmenine anlatır gibi açıklamaya çalışayım. Öncelikle CHP,Türk seçmeni için ne anlam ifade ediyor ona bakalım.Herkesin bildiği gibi CHP 1923 yılında kurulmuş ve T.C. ile aynı yaşa sahip şu an ki en eski partidir.Kuruluşu da Devlet eliyle olmuş ve 1923-1950 arası tam bir 'Devlet Partisi' statüsünde Türkiye'ye yön vermiştir.Doğrudur bu yıllarda bazı 'İnkılaplar' CHP sayesinde hayata geçirilmiş,ama 1950 sonrası Demokrasinin 'gelmesiyle' birlikte CHP için kötü günler eşikte belirmiştir.1950'den sonra da CHP ,bugünkü 2023'e kadar 'Karaoğlan Ecevit' faktörünü saymazsak,bir daha doğru dürüst hiç İktidar yüzü görmemiştir.Peki ne olmuştur da Cumhuriyeti kuran parti,bir daha hiç Cumhuriyeti yönetmeyi ve iktidar olmayı başaramamıştır? CHP'nin önce Sağ-Muhaf...

Türkiye'de Bir Tabu: Psikiyatri!

Uzak bir akrabamız vardı.Karısı Türkiye'deki ünlü,"Santa Monica" okullarından mezun.Babası çok zengin bir Profesör.Ama, biliyor musunuz,son yıllarını evde zincire bağlı halde geçirdi.Çünkü, Doktorlar "Alzheimer mı Demans mı yoksa başka bir psikiyatrik hastalık mı",bizim bilmediğimiz bir hastalığa yakalandığına hükmetmişlerdi.(Ya da bu konuları konuşmak utanç olduğu için eşe dosta öyle söylenmişti!)Esas acı yönü ise,Ailesi bu hastayı çok iyi bir Bakım Merkezi'ne yatırabilirdi.(Hoş böyle Alzheimer gibi,Psikoz, Şizofreni gibi sorunlu ya da şiddete meyilli olabilecek hastalarin yatırılabilecegi, Bakırköy, Erenköy,Lape gibi Akıl Hastaneleri dışında ya da 2-3 Dolar "Depo"su Özel Akıl Hastaneleri dışında,Modern merkezler, Bakım evleri, Huzurevleri var mı, Huzurevleri böyle sorunlu hastaları kabul eder mi,(Yoksullar için söylüyorum)buna para yeter mi,bu da araştırılması,uğraşılması gereken konulardan.)Ama yapmadılar,belki de "Duyulmasın,millete rezil ...

Türkler ve Renkler Tartışılmaz!

 Benim çocukluğumda,Kırmızı-Lacivert şeritli Kahverengi Gardiyan üniformaları vardı.Orhan Kemal romanlarından uyarlama filmlerde sizin de gözünüze takılmıştır.Jandarmalar da Gri desen değil,Kahverengi desen değil,üzerinde "JANDARMA" bile yazmayan tuhaf bir kıyafet giyerlerdi.Tek hatırladığım,şapkalarında,kırmızı-lacivert bir nokta vardı.Bu onun Jandarma olduğunu belirtirdi. Tanzimat sonrası Osmanlı kültüründe,değişime ayak direyenler,bir zengin büyük ve güzel bir konak yaptırmaya kalktığında"Ne o,bu dünya da kalıcı mısın?" diye zenginleri aşağılarlarmış.(Bugün hala süren Gökdelen Nefreti bu dinsel nedene dayanır)Bu yüzden,bu dinsel dogmalar yüzünden bizde Çevre ve Mimari gelişmemiştir.Padişahlar bile Camiler dışında,onlarca yüzlerce Saray ya da gösterişli Hükümet binaları,Belediyeler yaptıramamıştır-Çünkü yaptırılan bazı Saraylar,hemen nefret çekmiş,hatta bazı Padişahların tahtına mal olmuştur.(Oysa Mimar Sinan gibi nice Dehalar yetiştiren Osmanlı,istese Camiler dış...